İnternet ile hiç olmadıkları kadar güçlenen gökyüzü tutkunları gökbilimi daha ileriye götürüyor. Birleşik Krallık, Türkiye’nin aksine yıldızların sihrine kapılmak için pek de uygun bir yer sayılmaz. Haftada sadece bir gece (o da belki) açık olan gökyüzünde gökbilimle meşgul olmak pek de akıl kârı değil gibi görünüyor. En azından John McKeon gibi teleskobuyla kara bulutların, kar fırtınalarının arasından gezegenleri gözlemeye çalışan Britanyalı gökbilimcileri, cesaretleri ve azimlerinden ötürü takdir etmek gerekir. Gökbilimle hiçbir profesyonel bağı olmayan amatör gökbilimci John McKeon, geçtiğimiz 17 Mart günü profesyonellerin de ilgisini çekecek özel bir gök olayına şahit oldu. 28 cm (11 inch) ayna çaplı teleskobuyla Jüpiter’in videolarını kaydeden McKeon, bir başka amatör Gerrit Kernbauer’in Facebook’ta yaptığı bir paylaşıma kadar, o geceye ait videoları dikkatle inceleyememişti. “İlk 10 gün boyunca çok önemli bir şey kayıt ettiğimin farkında değildim.” diye anlatıyor McKeon. O gece aklından geçen, Jüpiter’in önünden geçecek olan iki büyük uydusu; Ganymade ve Io’nun Jüpiter üzerinde oluşturacağı gölgeleri görüntülemekti. Kernbauer’in iletisini okuduktan sonra o gece çektiği 207 videoyu incelemeye başladı. “Sondan ikinci videoya geldiğimde, işte oradaydı.” diye anlatıyor o günü McKeon. Sonrasında görüntüyü Youtube’a yükledi. Reddit’te de bir konu açarak keşfini tüm dünyaya duyurdu: “Sanırım Jüpiter’de bir çarpışma yakaladım.” İki ayın sonunda videosu dört milyon kez izlenmişti. Hiçbir şey 1994’teki gibi değil Bugünlerde Güneş Sistemi dışındaki gezegenler keşfedilmek için neredeyse gökbilimcilerin gözlerinin içine bakıyorlar ama cazibe bakımından tek başlarına değiller. Sıradan bir teleskop asteroidlerden, bulutsulara, gökadamızın kıyılarındaki yıldız kümelerinden, gezegenlere kadar pek çok farklı gökcismi arasında mekik dokur. Bunun yanında beklenmeyen gök olayları da teleskopları ciddi derecede meşgul eder, tıpkı 2013 yılında Mars’ın çok yakınından geçen Sliding Spring kuyrukluyıldızı gibi. Gezegenleri daha yakından tanıyarak, hava durumlarını, manyetik alanlarını ve diğer doğal süreçlerini anlayabilmek için gökbilimciler düzenli gözlemlere ihtiyaç duyarlar. Öte yandan çok meşgul büyük teleskoplarla, kısıtlı zamanlarla yapılabilen gözlemler, düzenli olarak takip edilmesi gereken konular için neredeyse tadımlık bir seviyede kalır. Bu da şüphesiz Satürn’ün auroralarının nasıl hareket ettiği, Jüpiter’in kuşaklarının nasıl yer değiştirdiği gibi karmaşık soruların cevaplamasını zorlaştırmaktadır. İşte bu noktada amatörlerin yaptığı gözlemler (Jüpiter’e çarpan gökcisminde olduğu gibi) çok daha değerli hale geliyor. Çünkü bu tarz olayları fark edenler büyük problemlerle boğuşan profesyonellerden ziyade, göklerin keyfini süren amatörler oluyor. Neyse ki teknoloji de artık 1994’teki gibi değil, sadece şahit olmakla kalmıyor, kayıt altına alıp, tüm dünya ile de paylaşabiliyorlar. |
Çok parçalı kalıntıları 1994’te Jüpiter’e çarpan Shoemaker-Levy 9 kuyrukluyıldızını hatırlayalım. Çarpışmanın gerçekleşeceği aylar öncesinden tespit edilmiş ve Hubble ve Gelileo gibi (ki Galileo o dönem Jüpiter’e doğru yol almaktaydı) güçlü uzay teleskoplarının bu gösteriyi izleme şansları olmuştu. (Yukarıdaki fotoğraflar insanlığın o dönemki fotoğraf kalite seviyesini de göstermektedir.) O günlerde (1994) internete bağlanmak için çevirmeli modemler (ÇN: Türkiye’den ilk internet bağlantısı 1993’te ODTÜ’de gerçekleştirilmştir.) kullanılıyordu. YouTube, Reddit ve Facebook gibi McKeon’un da sesini duyurduğu servisler ise hayal bile olmaktan uzaktaydılar. Bunun yanında, bugün kolayca erişebildiğimiz gelişmiş dijital kameralar ve yazılımlar da henüz çok zengin ve yüksek teknik becerileri olan küçük bir azınlığın erişimine açıktı. 1994’teki çarpışmayı amatörler izledikleri sırada profesyoneller konuyla ilgili makalelerini yayınlamıştı bile! Bugün ise bu denge bugün tam tersine dönmüş durumda. Bir tarafta kısıtlı zamanı pek çok farklı amaç için bölünen Hubble varken, diğer tarafta McKeon gibi amatörler istedikleri vakitlerde, istedikleri gökcisimlerini, istedikleri kadar inceleyebiliyorlar. Bugün geldiğimiz noktada, profesyoneller, amatör gözlemlerin dev gezegenleri anlamada ve özellikle de başka gökcisimlerinin hışmına ne sıklıkla uğradıklarını tespit etmekte vazgeçilmez olduklarını söylüyorlar. Çünkü son yıllarda sadece Jüpiter’e çarpan beş yabancı gökcismini tespit edenler ve de Juno uzay aracı Jüpiter’e vardığında, NASA ve diğerlerine yardım etmek için ilk çağrılanlar yine amatörler oldular. Halkın Kamerası Shoemaker – Levy 9 Jüpiter’e çarptığında bilim adamları bunun görüp görebileceğimiz son gezegensel çarpışma olduğunu düşünüyorlardı. Ta ki, 2009 yılının Temmuz ayında Avustralyalı Anthony Wesley, Jüpiter’in atmosferinde, büyük bir çarpışmadan kalan yanık bir leke fark edene kadar. İzleyen yıllarda devamı da geldi. 3 Haziran 2010’da Wesley ve Christopher Go, 10 Ağustos 2010’da Kazuo Aoki ve Masayuki Tachikawa ve 10 Eylül 2012’de George Hall ve Dan Petersen yeni çarpışmalar kayıt ettiklerini duyurdular. NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’nda gezegen bilimci ve aynı zamanda aktif bir sosyal medya kullanıcısı olan Dr. Glenn Orton, amatörler için profesyonel bir danışman gibi de çalışıyor. JunoCam projesinin de aktif destekleyicisi olan Dr. Orton, kendi çalışmaları için de tecrübeli Jüpiter gözlemcilerinden fikirler aldığını belirtiyor. JunoCam demişken daha önce hiç görülmemiş bir şekilde, artık herkesin dahil olabileceği bir uzay projesinden bahsettiğimizi anlatmak gerek. “Halkın kamerası” olarak da nitelendirilen projenin yürütücüleri, amatörlerin proje web sitesi üzerinden gönderecekleri Jüpiter görüntüleri üzerinden, şu an gezegenin yörüngesinde olan JunoCam’i nerelere çevireceklerine karar verecek ve çekilen görüntüleri de herkesle paylaşacaklar. Pek çok amatör çektikleri Jüpiter görüntülerini paylaşmaya başlamışlar bile! “2009’daki Wesley çarpışması bütün tespit edilen çarpışmaların en hatırlanır olanıydı çünkü ilk kez benim de içinde bulunduğum, amatör ve profesyonellerden oluşan bir grupta paylaşılmıştı.” diye anlatıyor Dr. Orton. “İzleyen 20 saat içinde hızlı bir şekilde NASA’nın Kızılötesi Teleskobu ile olayı incelemek için görevlendirilmiş ve bulduğum iki kanıtla da bunun Jüpiter üzerindeki sayısız lekeden biri değil de bir çarpışmadan geriye kalanlar olduğunu teyit etmiştim.” Amatörlerin çalışmaları büyük bir keşif barındırmadığı sürece basında kendine çokça yer bulamıyor. Öte yandan, Dr. Orton’a göre amatörlerden akan binlerce saatlik veriler gaz devlerinin evrimleri ile ilgili diğer bilinmeyenlere de ışık tutuyor. Sürekli şekilde gelen bu gözlemler Jüpiter’in kuşaklarını oluşturan bulutlardaki renk ve şekil değişimleri gibi olayları takip edebilmelerine imkan verdiğini belirtiyor. Yine yaşanmış olan bir başka olayı anlatan Dr. Orton, dar atmosfer bölgelerinde düzensiz hale gelerek yukarı enlemlere doğru yükselen Jüpiter bulutlarının 2010 yılı sonlarındaki keşfinin de bu sayede olduğunu anlatıyor. Orton ve ekibi amatörlerden gelen kayıtlarda Jüpiter ekvatorunun güneyinde kalan bir bölgenin önce renginin açılıp sonra tekrar koyulaştığını fark etmişler. Hatta bu keşfi anlatan makale yayınlanmak üzere bir bilimsel dergi tarafından kabul edilmiş bile! Oyunun maliyeti Peki bu oyunu sadece zengin ve tecrübeliler mi oynayabiliyor? Anlamlı denilebilecek gözlemler 18 – 20 cm civarında ayna / mercek genişliğine sahip teleskoplarla yapılabiliyor. Amerika’da bu teleskopların fiyatları birkaç yüz dolardan bin dolarlara kadar çıkabiliyor. (ÇN: Türkiye’de ise bu boyutlardaki yabancı menşeili teleskopların maliyeti birkaç bin liradan on bin liralara kadar çıkabiliyor. Bu noktada, kendi teleskobunuzu yapmak da bir alternatif olabilir. “Nasıl teleskop yapılır” ya da “telekop aynası yapımı” şeklinde arama yaparak ya da doğrudan www.atmturk.org adresinden Türkiye’deki amatör teleskop yapımı ile uğraşan amatörlerle de temasa geçebilirsiniz.) McKeon Jüpiter’deki keşfini yaptığında henüz üç yıllık bir gözlemciydi. Şüphesiz bu işe on yıllarını veren amatörler de mevcut. Damien Peach bu amatörler içinde belki de en ünlüsü (ÇN: Türkiye’de de Tunç Tezel ve Uğur İkizler gibi önemli amatör gökbilimcilerin çalışmalarını takip edebilirsiniz). 20 yılı aşan tecrübesiyle Damien Peach’in fotoğrafları çoğu zaman web sitesini aşıp haber sitelerinde, sosyal medyada ve dünyadaki önemli gökbilim bültenlerinde kendine yer buluyor. Peach’e göre meraklı bir amatör için gökbilime girişin seviyesi çok “astronomik” sayılmaz. Genelde bu sizin ne kadar harcamak istediğinize bağlı diye anlatıyor. Çünkü çok çeşitli gözlem (teleskoplar, dürbünler) ve görüntüleme (kameralar, fotoğrak makineleri ve lensler) alternatifleri mevcut. Birkaç bin dolarlık bir bütçe ile bu işe başlamak mümkün. Öte yandan bu yatırımları yapabiliyor olmak, hatta en iyi ekipmana sahip olmak bile, sizi doğru yönlendiren birilerinin olmadığı durumlarda, başarılı olmak için yeterli olmayabilir. Bu noktada her seviyeden veri ve bilgi paylaşımı için oluşturulmuş gökbilim grupları mevcut. Yurt dışında Cloudy Nights, Facebook’taki Astronomy Planetary Imaging gibi gruplar mevcut. (ÇN: Türkiye’de ODTÜ AAT’nin, İÜ AAK’nin web siteleri ve Facebook sayfalarında kendinizi tanıtabilir ve çalışmalarınızı paylaşabilirsiniz.) “Amatörlerin gözlemlerine inanılmaz bir talep söz konusu” diye anlatıyor Peach. “Zaten yıllardır amatörlere ait iyi çalışmaların yüksek kalitelerde olduğunu biliyorduk ve bugün artık Jüpiter’de neler olup bittiğini anlamada çok önemliler.” diye durumu özetliyor. Peach’e göre gökbilime girişin en hızlı yolu yerelde bir topluluk bulup ona katılmak. Oradakilerin sahip oldukları teleskop, kamera ve lensleri görüp inceleyerek hatta kullanarak nelere yatırım yapılacağına dair doğru kararlar verilebileceğinin altını çiziyor. (Aslında tüm gökbilime giriş kitapları başlangıç için dürbün ile birkaç ay vakit geçirilerek, gökyüzünde yolunuzu bulmayı öğrenmenizi tavsiye ederler.) Üstelik bu gruplar düzenli olarak ve de önemli gök olaylarının (Merkür transit geçişi gibi) izlemek için etkinlikler de organize ederler diye anlatıyor Peach. Bazı büyük grupların ise web sitelerinde önemli ip uçlarının olduğu bilgiler de mevcuttur. Kendisinin de Jüpiter gözlem biriminin direktör yardımcısı olduğu Britanya Astronomi Derneği’nin web sitesini örnek olarak veriyor. Pek çok amatöre ait çalışmanın paylaşıldığından bahsediyor. Peach’e göre gökbilimin kapısı herkese açık. Çünkü bu gökyüzüne fazladan bir çift gözle bakmak demek. Çoğu zaman amatörlerin geceleri bulutlarla mahvolur. Özellikle Britanya’da. Ama doğru oluşturulmuş bir ağ ile başka gezegenlerde neler olup bittiğini sürekli olarak takip etmenin mümkün olduğunu anlatıyor. “Bence amatörler bu tarz çarpışmaların keşfedilmesinde en önemli aktörler,” diyor Peach. “Artık düzenli olarak gözlem yapan çok sayıda insan var. Bu tarz çarpışmalar büyük ihtimalle önceden fark edilemiyordu.”
Basit fotoğraflardan bilimsel çalışmalara Fransa’dan Marc Delcroix, amatörlerin organize olduğu ağları kullanan başka bir amatör gökbilimci. Onun ön ayak olduğu ağ ise Jüpiter’de gerçekleşen çarpışmaların sıklığını anlamaya yönelik bir girişim. Üç yıldır amatörlerden Jüpiter gözlemlerini paylaşmalarını istiyor. Şimdiden 56 güne denk gelen 53.000 videoyu toplamayı başarmış durumda. Bu videolardan sadece biri, o da McKeon’ın çarpışma kaydını içerirken, diğer kullanıcıların gönderdiği kayıtlarda herhangi bir çarpışmaya rastlanmamış. Öte yandan Delcroix çalışmasını Mayıs başında Fransa’da yapılan Europlanet 2020 Research Infrastructure uluslararası çalıştayında sunmuş. “Jüpiter’in etrafındaki küçük cisimlerle ilgili çalışmalara esas katkıyı amatörler veriyor.” diye özetliyor Delcroix. Ama, çalışmalarını geliştirebilmesi için ağına katkı veren kitlenin daha da güçlenmesi gerektiğinin de altını çiziyor. Yazılımlar üzerinden otomatik şekilde videolardaki çarpışmaları tespit etmek önemli projelerinden biri. Çünkü şu anda sadece amatörlerin video değerlendirmelerine göre hareket ediliyor. İleride daha güzel yöntemlerin da bulunabileceğine dair de umutlu. Karşılaşılan diğer bir problem de videoları değerlendirecek yeterli sayıda amatörün bulunamaması ve kayıt altında olan bir çarpışmanın atlanması. Bu yüzden yazılım üzerinden tespitin önemli bir sıçrama olacağının altını çiziyor. Her amatör Jüpiter’in video kaydını alamasa da, çok sayıda fotoğrafı art arda koyarak video gibi simülasyonlar da yapılabiliyor. RegiStax ve AutoStakkert gibi bu işi yapabilen yazılımlar mevcut. Ayrıca Photoshop gibi programlar da görüntülerin işlenmesinde kullanılabiliyor. “Bu kayıtların düzgünce işlenebilmesinin sanattan bir farkı yok.” diyor bir başka amatör Fred Locklear. Eğer görüntüyü gereğinden fazla şekilde keskinleştirirseniz, istenmeyen fotoğrafi gürültülerin (noise) oluşmasına neden olabilirsiniz. Ayrıca, fotoğraflar üzerindeki keskinleştirme ayarlarının, onları videoya çevirdiğinizde aynı güzel sonuçları veremeyebileceğini de akılda tutmak gerekir. İlgili yazılımların düşük öğrenme eşiği ve kolay kullanım avantajları, gökbilimi herkesin kolaylıkla yapabileceği bir hobi haline getirmiş durumda. Çok iyi bir ekipmana sahip olmasanız bile 300 liradan daha az bir maliyetle, belki bir dürbünle bile gökyüzünü izlemeye başlayabilirsiniz. Hatta, biraz daha fazla zaman ve para yatırımıyla siz de bilime katkı yapanlardan biri olabilirsiniz. Her ne kadar Juno, Jüpiter’in güçlü manyetik alanı sebebiyle sadece birkaç yıl çalışabilecek olsa da, amatörlerin bir başka gezegene ait bir araştırmaya birinci elden etki etmesine önemli bir örnek olarak hatırlanacak. Belki de amatörlerin kendi teleskoplarından görebilecekleri olayları da keşfedecek. Bu bakımdan, varsa eğer, teleskobunuzu Jüpiter’e çevirerek, bu çabanın bir parçası olmak için mükemmel bir zaman. Çeviren: Seçkin Karabağ Kaynak: arsTECHNICA |