Gök Cisimlerinin Adlandırılması

Eski zamanlarda yalnızca birkaç gezegen ve birkaç yüz yıldız bilinirken bilimin ilerlemesiyle birçok gök cismi keşfedildi ve bunların adlandırılmasına ihtiyaç duyuldu. Günümüzde bu işle Uluslararası Gökbilim Birliği ilgilenmektedir. Gökcisimlerinin adlandırılmasına dair çeşitli yöntemler vardır. Ayrıca yazıda bazı gökcisimlerinin adlarının kökenine de değineceğim.

Yıldızlar

Günümüzde yalnızca birkaç yüz yıldız “özel adlar”a sahiptir. Bu adlar genellikle antik çağlarda verilmiştir ve çoğu da Arapça adların Avrupa dillerine bozulmuş olarak geçmiş halleridir. Çıplak gözle görülebilecek yıldızlar birkaç bini geçmediğinden insanlar gökcisimlerinin en parlak olanlarını adlandırmayı uygun görmüştür. Ayrıca bu yıldızları kolayca gruplandırabilmek için takımyıldız diye bir şey geliştirmişlerdir. İlerki zamanlarda bu adlandırmaların yetersiz kalması nedeniyle yıldızları kataloglayabilmek için “takımyıldızların kısaltmaları + takımyıldızın en parlak yıldızının Yunan harfindeki karşılığı” sistemi benimsenmiştir. Örneğin “Centuari(Erboğa)” takımyıldızının en parlak yıldızı olan “Rigil Kent”in bir diğer adı “α Cen” (AlphaCentuari/Alfa Erboğa)’dır. Yunan harfleri yetersiz kaldığındaysa Latin harfleri kullanılır. Bu sisteme “Bayer adlandırması” denir. Daha gelişmiş yıldız kataloglarındaysa her yıldızın konumuna göre numarası vardır.

 

Süpernovalar

Süpernovalar, eskiden pek gözlenmediğinden “SN + süpernovanın gözlemlendiği yıl” formülüyle adlandırılıyordu. “SN 1054” gibi… Ancak sonradan bir yılda yüzlerce süpernova gözlemlenmeye başlandı ve yılın sonuna harfler konmaya başlandı. Yılın ilk 26 süpernovası A’dan Z’ye harflerle adlandırılırken sonrakiler “aa, ab, …, az, ba, bb, …” biçiminde adlandırılıyor.

 

Gezegenler ve Uyduları

İnsanoğlunun gökyüzünün incelediği zamandan beri gördükleri en parlak cisimlerdendir gezegenler. Aşağıda gezegenlerin özel adlandırmalarına dair ilginç bilgiler yer almaktadır.

Merkür

Roma mitolojisine göre tanrıların ulağıdır, gezegenin Güneş çevresinde dönüşünün çok hızlı olmasından dolayı bu ad verilmiştir. Yunan mitolojisinde Hermes’e, İskandinav mitolojisinde ise Odin’e karşılık gelir. Antik çağlarda haftanın günlerine 7 gök cisminin adı verilirdi, Merkür ise çarşambaya karşılık gelir. İngilizcedeki “Wednesday” sözcüğü “Odin’s Day”den gelmedir. Yüzeyindeki kraterlere ölmüş sanatçıların adı verilir, bir kraterine Mimar Sinan’ın anısına “Sinan” adı konmuştur.

 

Venüs

Romalılarda aşk tanrıçası. Gökyüzündeki en parlak gezegen olduğundan, tüm medeniyetler onu güzellik kavramıyla eşleştirmiş ve aşk tanrıçalarıyla adlandırmışlar. Haftanın günlerinden cumaya denk gelir. İngilizcedeki “Friday” sözcüğü Antik İngiliz tanrıçası Frige’den gelmektedir. Yüzey şekillerine tanrıçaların ya da tanınmış kadınların ismi verilir. “Adivar” Halide Edip Adıvar’ın, “Khatun” ise Mihri Hatun’un anısına adlandırılmış kraterlerdendir.

 

Dünya

Dünya sözcüğü, Arapçada “yakın yer/beri taraf/aşağı” anlamına gelen bir kökten gelmiştir, bizim hemen yakınımızdadır ve gökyüzüne göre aşağıda kalır. Dünya’nın İngilizce karşılığı olan Earth, Hint-Avrupa dil kökenli bir sözcüktür ve “toprak, yer, zemin” anlamına gelir.

 

Mars

Kırmızı rengi kanı çağrıştırdığından Romalıların savaş tanrısı Mars, gezegene verilmiştir. Yunanlılardaki Ares’e karşılık gelir. Mars’ın uyduları “Deimos” ve “Phobos” Yunan mitolojisinde Ares’in 2 oğludur, bu adlar Yunancada “dehşet” ve “korku” anlamına gelir. Haftanın günlerinden salı, eski İngilizcede “Mars’ın günü” demektir. Yeryüzü şekillerine Mars hakkında çalışma yapmış bilim insanlarının, Dünya’daki köylerin, ırmakların adı verilir.

 

Jüpiter

Jüpiter Güneş sistemindeki en büyük ve en kütleli gezegendir. Bundan dolayıdır ki Romalılardaki en büyük tanrı olan Jüpiter’in adı gezegene verilmiştir. Yunanlıların Zeus’u da kavram olarak Romalıların Jüpiter’iyle aynıdır. Uydular ise Yunan mitolojisinde Zeus’un aşık olduğu kadınlardan ya da soyundaki mitolojik karakterlerden seçilmiştir. İlginç bir özellik olarak, uydulardan düzgün doğrultuda ilerleyenler genellikle “a” harfiyle biterken ters yönde ilerleyenler genellikle “e” harfiyle bitmektedir. Perşembe Jüpiter’in günüdür.

 

Satürn

Roma mitolojisinde Jüpiter’in babasıdır. Uydularına mitolojik devlerin adı verilir. En büyük uydusu Titan bire bir olarak Türkçede “dev” anlamına gelir. Cumartesi Satürn’ün günüdür.

 

Uranüs

Yunancada “gök” ya da “cennet” gelir. Mitolojide Satürn’ün babasıdır ve tanrıların ilkidir. Uydularına Pope ya da Shakespeare’in karakterlerinin adı verilmiştir. Neptün Romalıların deniz tanrısıdır, mavi renginden dolayı böyle adlandırılmıştır.

 

Cüce Gezegenler

Ceres: Ana asteroid kuşağında yer alan ve keşfedilen ilk asteroid. Romalıların hasat tanrısıdır.

Plüton: Yunanlıların yer altı tanrısı.

Haumea: Havaililerin doğurganlık tanrıçası

Eris: Yunanlıların uyumsuzluk ve kargaşa tanrıçası

Makemake: Polinezyalıların yaratıcı tanrısı

 

 


 

Peki cisimlerin katalog adlandırmaları ne olmaktadır? Gezegenlerin birçok uydusu keşfedilmiştir ve uydulara 2 türlü katalog adlandırmaları verilmiştir. İlk yöntem, gezegenlerin yanına roma rakamları konarak gerçekleştirilir. Rakamlama uydunun keşif sırasına göre yapılır. Örneğin “Jupiter XVII” Jüpiter’in keşfedilen 17. uydusunun adıdır. Diğer adlandırma ise “S/(Satellite’ın S’si) + Keşfedilme yılı + Gezegenin baş harfi + O yıl keşfedilen kaçıncı uydu olduğu” formülüne göre yapılır. Demin örnek gösterdiğim “Jupiter XVII”, Jüpiter’in 1999 yılında keşfedilen ilk uydusudur ve diğer katalog adı “S/1999 J1” biçimindedir.

Asteroidler

Teleskobun kullanılmasıyla birlikte Güneş sisteminde yeni gezegenler bulunmaya başlandı. İlk başta Jüpiter’le Mars’ın arasında Ceres bulundu. Ardından o bölgede Ceres gibi binlercesi olduğu anlaşılınca onlara asteroid denmeye başlandı. Ardından o bölgenin haricinde de asteroidler bulunmaya başlanınca o bölgeye ana kuşak dendi ve oraya genellikle kadın mitolojik karakterlerin adı verilmeye başlandı. Düzensiz asteroidlereyse erkek mitolojik karakterlerin adı verildi. Her asteroidin bir numarası vardır ve “numara + özel ad”ları ile tanınırlar. 43667 Dumlupinar ve 1457 Ankara, adlarını Türkiye’deki şehirlerden alan asteroidlerdir.