Metaforlarımızı değiştirmemiz gerekebilir. ¨ Kara deliğin içinde yok olma¨nın yanlış olduğu konuşulurken, yeni bir iddia ortaya atıldı. Görünen o ki, bilgi kara deliklerin içinde devlet sırrından bile daha iyi saklanıyor. Physical Review Letters’da yayınlanan bu teori, zamanında ilk defa Stephen Hawking’in ortaya atarak dünyanın ilgisini üzerine topladığı çalışmalardan birine dayanıyor ve aynı zamanda kozmolojinin en büyük paradokslarının birini çözebilir nitelikte. On yıllardır, kara deliklerin, içine giren maddelerin bilgisini yok etmesi problemi, kozmologlar için sorun olmuştur. Kara delikler, basitçe kütleleri, yükleri ve dönmeleriyle tanımlanır. Dolayısı ile, kara deliklerin en başta hangi elementlerden oluştuğunu bilmek mümkün değildir. Ancak, kuantum teorisi bilginin korunduğunu savunur, yani teoride maddenin ve bileşenlerinin bilgisine ulaşmak mümkündür. NGC 3783 Galaksisi’nin kalbindeki kara delik.
Telif Hakkı: ESO/M. Kornmesser.
|
Buraya kadar yeterince sorun varken, Hawking kara deliklerin radyasyon sızdırdığını açıklayarak durumu daha kötü hale getirmiştir. Kara delik o kadar çok radyasyon sızdırır ki, sonunda kendisini yok eder; bu noktada, kara deliğin neyden meydana geldiği bilgisini saklayan olası tek şey kaybedilmiş radyasyondur. 2004 yılında, Hawking yanıldığını kabul etmiştir, ancak bilginin kara deliklerde saklanıp saklanmadığı ya da nasıl saklandığı tartışması bitmemiştir. Buffalo Üniversitesi doktora öğrencisi Anshul Siani, Physical Review Letter’da, Hawking’in düşüncesinin aksine, Hawking ışıması olarak da bilinen kara deliklerin yaydığı radyasyonun rastgele olmadığını iddia etmiştir. Aksine Siani, kara deliği oluşturan maddeleri anlayabilmek için, sadece salınan parçacıklara değil, parçacıkların birbirleriyle etkileşimine de bakılması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu etkileşimler kütle çekimi ve bir parçacıktan diğerine ışık transferini içerebilir. Yazarlar ¨Etkileşimler başlangıçta çok küçüktür, ancak zamanla büyürler.¨ şeklinde ifade etmişlerdir. Saini’nin danışmanı Dr. Dejan Stojkovic bir çalışmasında ¨Etkileşimler, çok küçük olduğundan ve kayda değer bir fark yapamadığından hesaplamalarda görmezden gelinmiştir.¨ demiştir. ¨Net hesaplamalarımız, etkileşimlerin en başta küçük olduğunu, zamanla kayda değer değişimler yapacak kadar büyüdüğünü gösteriyor.¨ Fizikçiler büyük çoğunlukla kara deliklerin içindeki bilgilerin korunduğu, böylelikle ¨kasedi geriye sarmanın¨ mümkün olduğu sonucuna varıyorlar fakat bunu bilginin korunumu kuralına dayanarak yapıyorlar. Bilginin bir gözlemci tarafından elde edilebileceğini gösteren, Hawking’in de yaptığı denemeler genelde diğer fizikçileri ikna etmemiştir. Pratikte, bir kara deliği oluşturan bileşenleri öğrenmek neredeyse imkansızdır; gözlemcinin her yönde dağılan, etkileşimlere yön veren foton ve gravitonlar gibi aracı parçacıkları toplaması gerekir. Fakat kosmologlar için bu tür uygulamalar önemsizdir, önemli olan korunum kanunlarının korunmuş olmasıdır.
Çevirme İşlemi: Güzin Türkay Kaynak: IFLScıence |